Size nasıl yardımcı olabilirim?
Geri
AB Yeşil Mutabakatı İçerisinde Karbon Salımı Çalışmaları

‘AB Yeşil Mutabakatı İçerisinde Karbon Salımı Çalışmaları’

Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal), Avrupa Birliği Komisyonu tarafından iklim değişikliği ve çevresel sorunlara karşı alınan önemli bir adım olarak Aralık 2019’da duyuruldu. Bu mutabakat ile, Avrupa’nın sürdürülebilir bir kalkınma modeline geçişini sağlamak adına bir dizi politika ve eylem önerisi belirleniyor. Mutabakatın temel hedefi ise, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını 1990 seviyesine göre en az %50 azaltarak, 2050 yılında Avrupa’yı net sıfır emisyonlu bir kıtaya dönüştürmek.

Avrupa Yeşil Mutabakatı Nedir?

Avrupa Birliği, iklim değişikliğinin neden olduğu olumsuz etkileri önlemek ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak için Avrupa’yı 2050 yılına kadar karbon nötr bir kıta yapmayı hedefliyor. Bu doğrultuda Aralık 2019’da Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal) olarak adlandırılan bir strateji belgesi yayınladı. Bu belge, AB’nin ekonomik büyümesini karbon salımından bağımsızlaştırmak ve döngüsel ekonomi ilkelerine uyum sağlamak için sanayi sektöründe köklü bir dönüşüm gerçekleştirmeyi planlıyor. Bu dönüşüm, temiz enerji kaynaklarının kullanımını artırmak, enerji verimliliğini yükseltmek, atık yönetimini iyileştirmek, biyoçeşitliliği korumak ve yeşil inovasyonu teşvik etmek gibi birçok alanda somut adımlar içeriyor.

Avrupa Yeşil Mutabakatı şu temel hedefler üzerinden şekilleniyor;

  • Sera gazının emisyonunun azaltılması
  • Enerji verimliliği
  • Döngüsel ekonomi
  • Temiz ve yenilenebilir enerji
  • Sanayide çevre dostu üretim
  • Sürdürülebilir bir ekonomi

Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal), Avrupa Birliği’nin iklim kriziyle mücadele etmek ve çevreyi korumak için ortaya koyduğu kapsamlı bir strateji. Bu strateji, AB’nin ekonomik büyümesini ve sosyal refahını, doğal kaynakların verimli kullanımı, biyoçeşitliliğin geliştirilmesi ve kirliliğin önlenmesi gibi çevresel hedeflerle uyumlu hale getirmeyi amaçlıyor.

Bu amaçla, AB’nin karbon ayak izini en düşük seviyeye indirecek bir dizi tedbir önermekte; temiz enerji üretimi ve tüketimi, enerji verimliliği, ulaşım sektöründe düşük karbonlu alternatifler, sanayide yeşil teknolojiler, inşaat sektöründe sürdürülebilir malzemeler, tarım ve gıda sektöründe çevre dostu uygulamalar, atık yönetimi ve geri dönüşüm gibi alanlar mutabakatta yer alan önemli konu başlıklarında bazıları.

Yeşil Mutabakat, aynı zamanda AB’nin ekonomik yapısını yeşil dönüşüme uygun hale getirmek için finansal kaynaklar yaratmayı ve akıllı yatırımlar yapmayı da hedefliyor. Bu kapsamda, Yeşil Mutabakat Yatırım Planı (European Green Deal Investment Plan) adlı bir programın ilk adımları atıldı. Bu program sayesinde, 2021-2027 yılları arasında yeşil dönüşüm için yaklaşık 1 trilyon euro tutarında yatırım sağlanması planlanıyor.

Yeşil Mutabakat, ayrıca AB’nin uluslararası ticaret faaliyetlerinde karbon emisyonlarını azaltmak için yeni mekanizmalar geliştirmeyi de amaçlıyor. Bu bağlamda, karbon sınır ayarlama mekanizması (carbon border adjustment mechanism) adlı bir vergi sistemi öne çıkıyor. Bu sistem, AB dışından ithal edilen malların karbon içeriğine göre vergilendirilmesini öngörüyor ve AB’nin iklim hedeflerine uygun olmayan ülkelerin rekabet avantajının azaltılmasını ve küresel iklim eyleminin teşvik edilmesini amaçlıyor.

Sınırda Karbon Düzenlemesi ve Karbon Vergisi

AB’nin hem kendi içinde hem de dış ilişkilerinde yeşil dönüşümü sağlamak için belirlediği bir dizi politika ve eylemlerden biri de Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (CBAM).

CBAM, AB’nin iklim hedeflerine uygun olmayan ülkelerden ithal ettiği mallara karbon vergisi uygulamayı öngörüyor; bu vergi, ithal edilen malların karbon içeriğine göre belirleniyor, ve AB’nin karbon salımını azaltmak için aldığı tedbirlerin rekabet gücünü zayıflatmasının önüne geçilmesi ve küresel iklim eyleminin teşvik edilmesi değerlendiriliyor.

CBAM, öncelikle karbon kaçağı riski yüksek olan sektörleri kapsıyor. Karbon kaçağı, AB’nin karbon salımını azaltmak için uyguladığı yüksek vergi ve standartlar nedeniyle üretimin daha düşük maliyetli ve daha kirli ülkelerde yapılması anlamına geliyor. CBAM ile bu sektörlerde ithal malzemeler için sınırda vergi uygulaması getirilerek, AB’nin sanayi sektörünün yeşil dönüşümünü desteklemek ve adil bir rekabet ortamı sağlamak hedefleniyor.

CBAM, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın önemli bir parçası olarak 2023 yılında yürürlüğe girecek. Bu mekanizmanın nasıl işleyeceği, hangi sektörleri kapsayacağı ve hangi ülkelerle iş birliği yapılacağı gibi konular henüz netleşmemiş olsa da, AB’nin iklim liderliğini pekiştirmek ve küresel ölçekte yeşil dönüşümü hızlandırmak için önemli bir adım olduğu belirtiliyor.

Yeşil Mutabakat ve Türkiye’ye Etkisi

AB, ülkemizin en büyük ticaret partneri olma özelliği taşıyor; bu nedenle, ülkemizden AB ülkelerine yüksek miktarda ihracat yapan çimento, demir-çelik, otomobil ve tekstil gibi işletmeler, bu mutabakata uygun olarak çalışmalarını sürdürmek durumundalar. Ülkemiz, küresel rekabette geri planda kalmamak ve yeni pazarda yer alabilmek için mutabakatın gerekliliklerini yerine getirmek konusunda çalışmalarını sürdürüyor.  

AB Yeşil Mutabakat açıklamalarının ardından ülkemizde de “Yeşil Mutabakat Eylem Planı 2021 (YMEP)” hazırlandı ve yürürlüğe alındı.

İş dünyasında otomotivden kimyaya, çevreden enerjiye, demir-çelik sektöründen tarım ve hayvancılığa kadar AB'ye ihracatta ön sıralarda yer alan sektörler, Sınırda Karbon Düzenlemesi kapsamında çalışmalarını hızlandırdı.

Holdinglerden KOBİ’lere kadar tüm firmalar, Yeşil Mutabakat sürecine uyum için yatırım ve iş planları gerçekleştiriyor. Çimento ve yapı, demir-çelik, tarım ve hayvancılık gibi yüksek emisyonlu sektörler uygulamadan en çok etkilenenler arasında bulunsa da Yeşil Mutabakat iş dünyasının her alanını etkileyerek yeni bir sürecin kapılarını aralamış durumda.

“Yeşil Dönüşüm Eylem Planı” kapsamında yeşil ve döngüsel ekonomi, sınırda karbon düzenlemesi, temiz ve yenilenebilir enerji, sürdürülebilir tarım, akıllı ulaşım ve binalar, iklim değişikliğiyle mücadele çalışmaları hayata geçirilmeye başlandı.

Çokyaşar Holding olarak, dünyanın karşı karşıya kaldığı iklim krizi ve çevre problemlerine yönelik çevre dostu çözümler üretiyoruz; sürdürülebilir çevre için toplumun bilinçlendirmesine destek sağlıyor, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapıyor ve fabrikamızın enerji tüketiminin bir kısmını yenilenebilir enerji kaynaklarından elde ediyoruz.