Size nasıl yardımcı olabilirim?
İklim Krizi ve Sektörlere Etkisi

‘İklim Krizi ve Sektörlere Etkisi’

Küresel iklim krizi, yeryüzünün karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan biridir. İklim değişikliği, gezegenimizin ısınmasına, hava olaylarının şiddetlenmesine, doğal afetlerin artmasına, hava kirliliğinin yükselmesine ve biyolojik çeşitliliğin azalmasına neden olmaktadır.

İklim krizi, fark edilmediği veya görmezden gelindiği sürece daha da ilerlemekte ve geri dönüşü olmayan zararlar vermektedir. Bu nedenle, iklim krizi ile yüzleşmek ve bu sorunu çözmek için etkili ve acil önlemler almak zorundayız.

İklim değişikliğinin etkileri her geçen gün gözle görülür biçimde daha fazla hissedilmektedir. Ülkemiz de dahil olmak üzere tüm dünyada aşırı yağışlar, sel baskınları, orman yangınları, kuraklık ve çölleşme gibi felaketler yaşanmaktadır. Her geçen gün daha da derinleşen iklim krizinin önüne geçmek ve küresel sıcaklığı kontrol altında tutmak için iklim dostu politikalar geliştirmek gerekmektedir.

İklim Krizi Nedir?

İklim krizi, dünyanın iklim şartlarında yaşanan dengesiz değişimlerin sonucunda ortaya çıkan küresel bir sorundur. Küresel ısınmayla bağlantılı olarak küresel sıcaklık artışı, aşırı yağışlar ve beklenmedik meteorolojik olaylar daha sık ortaya çıkmakta; dünyamız her geçen gün daha fazla tahrip olmakta ve daha büyük yıkıcı etkilere doğru yol alınmaktadır.

İklim kriziyle mücadele etmek ve önüne geçmek için birçok adım atılmaktadır. Bu adımlardan en önemlisi Paris İklim Anlaşması’dır. Paris Anlaşması, 195 ülkenin onayladığı ve iklim krizine karşı küresel çapta mücadele için önemli bir temel oluşturmaktadır.

İklim değişikliği konusunda bilimsel çalışmalar devam ederken, Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) aracılığıyla uluslararası iş birliği de gerçekleşmektedir. Karbon emisyonlarının sıfırlanması anlamına gelen karbon nötr kavramı, son dönemde iklim kriziyle artan farkındalık nedeniyle üzerinde daha çok konuşulmaya başlanmıştır. Bu kapsamda karbon ayak izini azaltmak ve sürdürülebilir bir üretime teşvik etmek amacıyla Avrupa Yeşil Mutabakatı hazırlanmıştır. Yeşil Mutabakat, karbon salımının 2050 yılına kadar sıfıra indirilmesini amaçlayan ve çevre için ülkeleri yönlendiren bir mutabakattır.

İklim krizi, sadece çevre için değil, aynı zamanda tüm sektörler için büyük bir tehdit oluşturmaktadır; tarım, yapı, endüstri, finans gibi hemen hemen tüm sektörler iklim krizinin etkilerinden olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu nedenle, iklim kriziyle mücadele etmek hem çevresel hem de ekonomik açıdan hayati önem taşımaktadır.

İklim Değişikliği ve Çevre

İklim krizi, dünyanın iklim sisteminde geri dönüşü olmayan değişikliklere neden olan ve insan yaşamını tehdit eden bir durumdur. İklim krizine bağlı küresel sıcaklıkların artmasıyla birlikte, su kaynaklarının azalması, kuraklık, çölleşme, kıtlık, hastalık, göç ve çatışma gibi pek çok sorunu beraberinde getirmektedir. Ayrıca, buzulların erimesi ve deniz seviyesinin yükselmesi sonucunda kıyı bölgelerinde yaşayan milyonlarca insanın evsiz kalma riski de artmaktadır. İklim krizi, doğal afetlerin sıklığını ve şiddetini de artırarak, sel, toprak kayması, kasırga, orman yangını gibi felaketlere yol açmaktadır.

2021 yılında yayınlanan BM İklim Değişikliği Raporu, iklim krizinin ciddiyetini ve aciliyetini ortaya koydu. Rapora göre, küresel ısınma 1,5 °C’yi aşarsa, iklim krizinin etkileri çok daha ağır ve geri dönüşümsüz olacak. Raporda ayrıca, iklim değişikliğinin tüm sektörleri ve toplumları etkilediği, bu nedenle küresel bir iş birliği ve eylem gerektirdiği de belirtiliyor.

Bilim insanları, iklim krizinin yarattığı tehlikelerden kaçınmak için karbon emisyonlarının hızla azaltılması gerektiğini vurguluyor. Bu amaçla, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması, fosil yakıtlardan uzaklaşılması, enerji verimliliğinin sağlanması, ormanların korunması ve ağaçlandırmanın yapılması gibi önlemler alınması gerekiyor.

İklim Değişikliği ve Enerji Sektörü

21. yüzyılda güvenli enerji tedariki büyük sorun teşkil etmektedir. Enerjinin üretim ve kullanım biçimi sürdürülebilir değildir; 1990-2008 yılları arasında enerji kullanımı %40 oranında artmıştır ve dünyadaki enerjinin %80’i ise fosil kaynaklıdır. Fosil yakıtlar, iklim değişikliğine sebep olan sera gazlarının atmosfere birikmesine neden olmaktadır.

İklim kriziyle başa çıkmak için yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelmek gerekiyor. Enerji gereksinimini enerji kaynaklarından temin etmek ve kendi yenilenebilir enerji üretimini sağlamak işletmeler açısından bir hayli önem taşıyor.

İklim Değişikliği ve İnşaat Sektörü

İnşaat sektörü, karbon emisyonlarının yüzde 30’undan fazlasına neden oluyor. Küresel ölçekte karbon salımının yüzde 7’si ise çimento sektörüne ait. Sektörde yeşil dönüşüm, karbon emisyon salınımının azaltılması açısından kritik öneme sahip.

Yeşil Mutabakat kapsamında çevre dostu teknolojilerin kullanımı, sanayide inovasyonun yapılması, enerji sektörünün karbonsuzlaşması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, inşaat sektörünün dönüşümü açısından oldukça önemli. Yeşil bina sayısındaki artış, iklim krizi ile mücadelede atılacak önemli adımlardan birini oluşturuyor.